![Resim](http://www.dark-institut.com/mediac/400_0/media/satanismus03.jpg)
Büyücülük ve Sihir Filmleri Çocukları Korkutuyor
Dicle Üniversitesi (D.Ü) Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Aytekin Sır, korkunun, insanlığın varlığından beri var olan bir olgu olduğunu belirterek, genellikle çocukluk döneminde yaşanan olayın ileri yaşta benzer ya da farklı şekillerdeki korkular olarak ortaya çıkabildiğini belirtti. .
Korkular zamanla değişir
Hayatın belli dönemlerinde ve modern çağla birlikte korkuların da değişebildiğine değinen Prof. Dr. Sır, "Örneğin bebekler ilkin yüksek sesten korkarlar. Zamanla bunu aşar ve daha sonra başka korkuları başlar. Ayrıca modern çağla birlikte korkularda değişimler olabilir.
Örneğin daha önceleri ay ve güneş tutulmasından korkulurken, artık sebepleri bilindiğinden bunların yerini UFO’lar (tanımlanamayan yabancı nesneler) ve uzaylıların dünyayı istila edeceği gibi korkular alabiliyor" dedi.
Yaşanan olaylar korkuları geliştirebilir
Korkuların genellikle çocuklukta yaşanan bir olayın etkisiyle ortaya çıktığını ifade eden Sır, "İnsanlar kimi zaman bilmedikleri şeylerden korkarlar, kimi zaman da çocukluklarında yaşadıkları olaylar korkularını tetikleyebilir. Örneğin küçükken karanlık yere kapatılanlarda ileri yaşlarda karanlık ve kapalı yer korkusu ortaya çıkabilir. Ya da çocukluklarında ailesinden ayrı bırakılmış çocuklar ileride ailesinden ayrılacağı ve yalnız kalacağı kimsenin ona yardım etmeyeceği korkusuna kapılabilir. Korkular, çocuklukta yaşanan olaylar nedeniyle simgesel şekilde karşımıza çıkabilir. Örneğin iğdiş edilme korkusu farklı korkularla karşımıza çıkabilir. İğdiş edilmekle korkutulan çocuklar bu çözülmezse, kötülük göreceği, birilerinin gelip kendisini götüreceği, takip edildiği ya da yükseklik korkusu şeklinde ortaya çıkabilir. Bir çatışmaya şahit olan bir çocukta yüksek ses korkusu ve aynı ortamı tekrar yaşayabileceği korkusu gelişebilir. Belli bir yaştan sonra da korkular oluşabilir. Örneğin deprem yaşayan biri tekrar deprem olacağı, evinin üstüne yıkılacağı ve havasız kalacağı korkusunu yaşayabilir" diye konuştu.
Televizyon korkuları tetikler
Televizyonun da korkuları tetikleyebildiğini vurgulayan Sır, seyredilen bir korku filminin insanlarda korkuyu tetikleyebildiğini ve film senaristlerinin de bu korkulardan hareket ettiklerini ifade etti. Son zamanlarda büyücülük ve sihirle ilgili filmlerin de yapıldığını ve bunların çocuklar üzerinde çok ciddi olumsuz etkiler bıraktığını anlatan Sır, korkuların gelişmemesi için en uygun yöntemin çocuklara hep güven telkin etmek ve korkularının üzerine gitmelerini sağlamak olduğunu bildirdi. Sır, en yaygın psikiyatrik rahatsızlıkların korkular olduğunu ve yapılan çalışmalara göre bunların toplumdaki yaygınlığının yüzde 10 civarında olduğunu sözlerine ekledi.