gebelik ve sorunları

Kullanıcı avatarı
cicek
Rep Gücü
Rep Gücü
Mesajlar: 1123
Kayıt: 15 Eyl 2008, 19:06
Konum: ( N L )
İletişim:

Re: gebelik ve sorunları

Mesaj gönderen cicek » 19 Eyl 2008, 18:50

33. Hafta

Bazı anne adaylarının ileri gebelik haftalarına kadar "karınları çıkmayabilir". Bu, doktorunuz ultrasonda bebeğinizin ölçülerini normal bulmuş olmak şartıyla bebeğin gelişmesinde bir problem olmasından değil, anne adayının yapısal özelliklerinden kaynaklanan bir durumdur.

Daha önceki haftalarda öğrendiğiniz gibi, ayak bileklerinde şişmeler normal gebelik bulguları olarak kabul edilir. Ancak elde ve yüzde şişme, şiddetli baş ağrısı, sinek uçuşması, şimşek çakması, şişmelerin 2-3 gün gibi bir süre içinde aniden artması, karın ağrısı, bulantı-kusma, kendinizi hasta hissetme gibi durumlarda preeklampsi (gebelik zehirlenmesi) söz konusu olabileceğinden doktorunuza başvurmalısınız. Tansiyon yükselmesi, idrarda protein ve vücutta şişmeyle seyreden bu hastalık ciddi bir durumdur.

Bu gebelik haftasından önceki iki hafta boyunca bebeğinizin amnios sıvısı miktar olarak en yüksek aşamadaydı. Doğuma kadar da miktarı (nispeten) sabit kalır. Amnios sıvısı bebeğinizi dış ortama karşı koruyan steril bir sıvıdır. Bebeğiniz bu sıvıyı yutar, akciğerlerinden ve cildinden de emilerek kana geçer. Eksilen sıvı bebeğinizin idrar yapmasıyla yeniden tamamlanmış olur. Sıvının içinde bebeğinizin vücut biyokimyasını yansıtan maddeler dışında, cildinden dökülen hücreler, verniks, lanugo ("tüy") gibi maddeler de bulunur.

Bebeğin sıvısının azalması kordona baskı oluşması riskini artırması nedeniyle ciddi bir durumdur. Her ultrason değerlendirmesinde doktorunuz bebeğinizin gelişmesi yanında mutlaka amnios sıvısı miktarını da değerlendirmektedir.

Bebeğinizin beyin dokusunun hızlı bir şekilde büyümesi nedeniyle bu hafta içinde baş ölçüleri de nispeten hızlı bir şekilde büyür. Yandaki ultrason resminde BPD (Biparietal diameter=bebeğinizin enlemesine baş çapı) ölçümünü görüyorsunuz.

Cilt altında yağ dokusu depolanmaya devam ettikçe bebeğinizin rengi kırmızıdan pembeye dönmeye başlar. Testisler artık tümüyle karın boşluğundan normal yerleri olan skrotuma inmişlerdir.

Bu haftanın sonunda bebeğinizin boyu yaklaşık 42 cm. ve ağırlığı 2000 (1480-2750) gram!
" Acaba Sırf Dünya İçin mi Yaratılmışsın ki Bütün Vaktini Ona Sarf Ediyorsun "


Çünkü inanç bir ufuktur
Başı dik olmayan göremez



Forumun olmazsa Olmazi, ''Bereketi'' ve Abisinin ' Cicek ' i
:cici:

uLaşıLmaz deiLimyakLaşmasıNı biL

'''' Yaban Gulu ''''

Kullanıcı avatarı
cicek
Rep Gücü
Rep Gücü
Mesajlar: 1123
Kayıt: 15 Eyl 2008, 19:06
Konum: ( N L )
İletişim:

Re: gebelik ve sorunları

Mesaj gönderen cicek » 19 Eyl 2008, 18:50

34. Hafta

Braxton-Hicks kasılmaları (hazırlayıcı kasılmalar) bu haftadan itibaren biraz sıklaşabilir.

Yanda bebeğinizin ultrasonda hemen göğüs kafesinin altından alınmış bir kesitini görüyorsunuz. Bu kesitte karaciğer ve içindeki damar yapıları gözleniyor. Bu haftadan itibaren bebeğinizin solunum hareketleri giderek artan sıklıkta bu kesitte gözlenebilir. Bebeğiniz tarafından bu solunum hareketleri dış dünyadaki gerçek solunuma hazırlık olarak sıklıkla uygulanır. Bu hareketlerin varlığı bebeğinizin sağlıklı olduğunu gösteren en önemli bulgulardan biridir.

Doktorunuzdan size bu hareketleri göstermesini mutlaka talep edin, zira içinizdeki canlının marifetlerine bu hareketleri görerek daha yakından tanık olabilirsiniz. :-))

Bu haftanın sonunda bebeğinizin boyu yaklaşık 43 cm. ve ağırlığı 2200 (1680-2930) gram!
" Acaba Sırf Dünya İçin mi Yaratılmışsın ki Bütün Vaktini Ona Sarf Ediyorsun "


Çünkü inanç bir ufuktur
Başı dik olmayan göremez



Forumun olmazsa Olmazi, ''Bereketi'' ve Abisinin ' Cicek ' i
:cici:

uLaşıLmaz deiLimyakLaşmasıNı biL

'''' Yaban Gulu ''''

Kullanıcı avatarı
cicek
Rep Gücü
Rep Gücü
Mesajlar: 1123
Kayıt: 15 Eyl 2008, 19:06
Konum: ( N L )
İletişim:

Re: gebelik ve sorunları

Mesaj gönderen cicek » 19 Eyl 2008, 18:50

35. Hafta

Ne kadar vurgulansa az: "Bebek hareketlerine dikkat..." Bebek hareketleri bebeğinizin sağlıklı olduğunu gösteren en önemli bulgulardan biridir. Sağlıklı bebek, fazla enerjisini hareket ederek harcar.

Bu hareketler bebeğinizin kaslarının gelişmesi açısından önemlidir. Bebeğiniz ayrıca yaptığı solunum hareketleriyle solunum kaslarını da güçlendirerek dış dünyaya hazırlanır. Çeşitli nedenlerle (sizin uzun süredir aç olmanız, yorgun olmanız, uykusuz olmanız gibi) bebeğiniz belli zamanlarda nispeten daha az oynayabilir. Hareket azalmasının tanımını her anne adayı kendisi yapmalıdır. Düzenli olarak hareket etmekteyken, hareket etme alışkanlıkları aniden değişen bir bebekte mutlaka problem olması gerekmez, ancak ileri inceleme amacıyla NST (nonstres test) yapılması gerekebilir.

Yandaki ultrason kesitinde ince uzun çizgiler bebeğinizin uyluk kemikleridir. Uyluk kemiği insan vücudunun en uzun kemiğidir ve bu kemiğin uzunluk ölçümü üçüncü trimesterde yapılan gebelik haftası tayininde hata payı en düşük olan incelemedir. Her ultrason incelemesinde doktorunuz bu kemiğin uzunluğunu da mutlaka ölçmektedir.

Bu haftanın sonunda bebeğinizin boyu yaklaşık 44 cm. ve ağırlığı 2490 (1850-3200) gram!
" Acaba Sırf Dünya İçin mi Yaratılmışsın ki Bütün Vaktini Ona Sarf Ediyorsun "


Çünkü inanç bir ufuktur
Başı dik olmayan göremez



Forumun olmazsa Olmazi, ''Bereketi'' ve Abisinin ' Cicek ' i
:cici:

uLaşıLmaz deiLimyakLaşmasıNı biL

'''' Yaban Gulu ''''

Kullanıcı avatarı
cicek
Rep Gücü
Rep Gücü
Mesajlar: 1123
Kayıt: 15 Eyl 2008, 19:06
Konum: ( N L )
İletişim:

Re: gebelik ve sorunları

Mesaj gönderen cicek » 19 Eyl 2008, 18:50

36. Hafta

Bu haftadan itibaren artık doktorunuza haftalık gitmelisiniz.

Artık gebelik sürenizin tamamlanması için yaklaşık dört hafta kaldı ve içinizi bir heyecan kaplamaya başladı bile. İlk gebeliğinizse sürekli olarak aklınızda "nasıl olacak acaba?" düşüncesi olabilir. Doğum yapacağınız yeri ve yatacağınız odayı görmek rahatlamak açısından oldukça faydalı olabilir. Doktorunuz size bu imkanı muhtemelen tanıyacaktır.

Bebeğinizin artık yağ dokusu giderek artıyor ve buna bağlı olarak kolları ve parmakları boğum boğum ortaya çıkmaya başladı :-) Bu haftanın sonundan itibaren doğsa bile "erken doğuma" bağlı bir problem yaşama riski çok düşük. Miadında bir gebelik 38-42 haftalar arasında olmasına karşın biz doktorlar 36. haftadan itibaren doğan bebekleri preterm (prematüre) olarak tanımlamayız.

Bu haftanın sonunda bebeğinizin boyu yaklaşık 46 cm. ve ağırlığı 2700 (2080-3330) gram!
" Acaba Sırf Dünya İçin mi Yaratılmışsın ki Bütün Vaktini Ona Sarf Ediyorsun "


Çünkü inanç bir ufuktur
Başı dik olmayan göremez



Forumun olmazsa Olmazi, ''Bereketi'' ve Abisinin ' Cicek ' i
:cici:

uLaşıLmaz deiLimyakLaşmasıNı biL

'''' Yaban Gulu ''''

Kullanıcı avatarı
cicek
Rep Gücü
Rep Gücü
Mesajlar: 1123
Kayıt: 15 Eyl 2008, 19:06
Konum: ( N L )
İletişim:

Re: gebelik ve sorunları

Mesaj gönderen cicek » 19 Eyl 2008, 18:50

37. Hafta

Bu haftadan itibaren ev işlerinden de izne ayrılın. Eşiniz ve yakınlarınız tüm evi işi görevlerini seve seve sizin yerinize yaparlar. Ne de olsa ailenin odak noktası sizsiniz.

Çocuklar yeni gelecek bir kardeş için hem sevinirler, hem de onlara olan yoğun ilginin azalmasından korkarlar. Şimdiden "yeni gelecek bebeğin yeri ayrı, senin yerin ayrı" mesajını vermeye başlamanızda fayda var.

Ağırlaştınız mı? "Ağırlaşmak" ne anlama geliyor? Bebek yavaş yavaş "aşağıya inmeye başladı" mı? Yoksa bebek hareketleri mi ağırlaştı? Her ikisi de doğru.

Bebeğiniz artık her geçen gün yaklaşık 25-30 gram ağırlaşıyor ve yeri de giderek daraldığından hareketlerini daha farklı hissetmeye başladınız. Ayrıca bebeğiniz başını yavaş yavaş doğum kanalının girişine doğru yönlendirmeye başladı. Buna bağlı olarak karnınızın en üst seviyesi biraz aşağıya inmiş olabilir. Bu gebelik haftasında sıklıkla yaşanan bir durumdur bu.

Bu haftanın sonunda bebeğinizin boyu yaklaşık 47 cm. ve ağırlığı 2850 (2250-3500) gram!

Unutmayın: Miadında bir bebek 2500 gram ile 4000 gram arasında doğar. Yani normal doğum kilosu spektrumu oldukça geniştir.

Bu hafta biraz doğum olayına ısınmaya başlayın
" Acaba Sırf Dünya İçin mi Yaratılmışsın ki Bütün Vaktini Ona Sarf Ediyorsun "


Çünkü inanç bir ufuktur
Başı dik olmayan göremez



Forumun olmazsa Olmazi, ''Bereketi'' ve Abisinin ' Cicek ' i
:cici:

uLaşıLmaz deiLimyakLaşmasıNı biL

'''' Yaban Gulu ''''

Kullanıcı avatarı
cicek
Rep Gücü
Rep Gücü
Mesajlar: 1123
Kayıt: 15 Eyl 2008, 19:06
Konum: ( N L )
İletişim:

Re: gebelik ve sorunları

Mesaj gönderen cicek » 19 Eyl 2008, 18:51

38. Hafta

Evet, artık sınıra girdiniz. Doğumların %75'i 38-42. gebelik haftaları arasında gerçekleşir. Yaklaşık %6 anne adayında doğum ağrıları 42. hafta dolmasına rağmen başlamaz. Geri kalan %20 anne adayı ise bebeğini 38. haftadan önce doğurur. Muhtemel doğum tarihinizi belirlerken son adet tarihinizin ilk gününü girdiğinizden eminseniz, sitenin otomatik hesaplayıcısının size verdiği tarihte doğum yapma şansınızın yalnızca %5 olduğunu bilmelisiniz. Anne adaylarının büyük kısmı bu tarihten beş gün önceki ve beş gün sonraki tarihlerden birinde doğum yaparlar.

Bu haftadan itibaren artık doğum sancıları her an başlayabileceğinden sancıların nasıl bir şey olduğu hakkında bilgi sahibi olmalısınız.

Gerçek doğum sancılarının başladığını ve artık çantanızı alıp hastaneye gitmeniz gerektiğini nasıl anlayacaksınız?

Gerçek doğum sancılarının en önemli özelliği düzenli aralıklarla oluşmalarıdır. Önceleri daha az sıklıkla ancak yine de düzenli aralıklarla gelen doğum sancıları belli bir aşamadan sonra tipik olarak 10 dakikada üç kez ortaya çıkar ve her bir kasılma yaklaşık 50 saniye sürer. Gerçek sancılar istirahat etmekle geçmez. Şiddeti de zaman içinde giderek artar. Kasılmaları karnınıza ellediğinizde rahatlıkla hissedebilirsiniz. Eğer kasılmalarınız belli bir düzene girmişse ve istirahatla geçmiyorsa hastaneye gitme zamanıdır.

"Nişan" denilen hafif kanlı-sümüksü akıntı, serviksteki bebeği koruyucu tıkacın atılmasından ibarettir. Ek bir belirti ya da şikayet yoksa beklemeye devam edebilirsiniz. Genellikle nişandan sonraki ilk iki günde doğum başlar.

Bebeğiniz günde yaklaşık 25-30 gram almaya devam ediyor...

Barsaklarında mekonyum adı verilen ilk dışkı da giderek birikmeye başladı. Bu dışkı normal şartlarda doğumdan sonraki ilk 24 saatte çıkarılır.
" Acaba Sırf Dünya İçin mi Yaratılmışsın ki Bütün Vaktini Ona Sarf Ediyorsun "


Çünkü inanç bir ufuktur
Başı dik olmayan göremez



Forumun olmazsa Olmazi, ''Bereketi'' ve Abisinin ' Cicek ' i
:cici:

uLaşıLmaz deiLimyakLaşmasıNı biL

'''' Yaban Gulu ''''

Kullanıcı avatarı
cicek
Rep Gücü
Rep Gücü
Mesajlar: 1123
Kayıt: 15 Eyl 2008, 19:06
Konum: ( N L )
İletişim:

Re: gebelik ve sorunları

Mesaj gönderen cicek » 19 Eyl 2008, 18:51

40. Hafta

Evet, işte sihirli rakam: 40. Bu haftanın sonunda doğum yapmış olma olasılığınız yüksek. Belki de biraz daha bekleyeceksiniz. Panik olmayın. Olağan doktor kontrollerinize gitmeye devam edin. Doktorunuzun, hastanenin ve gerekli olan diğer telefonların yazılı olduğu kağıdı tetkiklerinizin bulunduğu doğum dosyasına yerleştirin ve bu dosyayı görünür bir yerde bulundurun.

Mutlaka muhtemel bir trafik sıkışıklığı durumunda hastaneye ulaşabileceğiniz kestirmeleri de öğrenmişsinizdir. Arabanın benzin deposu dolu değil mi?

Doğum sancılarınızın başlaması dışında doktorunuza hemen haber vermeniz gereken diğer durumları da hatırlayın: Bebek hareketlerinin azalması, suyunuzun gelmesi, kanama olması, karnınızda şiddetli ağrılar veya normalden farklı bir şeyler olduğunu düşündüğünüz her durumda doktorunuzu arayın.

Yandaki resimde bebeğinizin doğum kanalına girişini görüyorsunuz. Pelvis (leğen) kemiklerinin oluşturduğu "çatı" içinde etrafı kas ve bağdokusu ile kaplı yaklaşık 10X10 cm. çapında bir kanal olan doğum kanalı, bebeğin dış dünyaya açıldığı yoldur. Bu kanalın içi dümdüz bir yol değil, girintili çıkıntılıdır. Uterusun kasılmaları, leğen kemiklerinin oluşturduğu doğal tümsek ve çıkıntılar ona nereden nasıl geçmesi gerektiğini gösterir.

Bebeğiniz leğen kemiklerinin üst sınırlarının oluşturduğu kanal girişine başını yatay sokar, kanalın ortasına geldiğinde başını 90 derece hareket ettirerek yüzünü size doğru döndürür, kanalın çıkışına geldiğinde halen bu pozisyondadır ve bu şekilde başını çıkarır. Baş çıktıktan sonra omuzların da doğum kanalına girebilmesi için başını sizin bacaklarınızdan birinin iç yüzüne doğru döndürür. Bu esnada doğum yardımı yapan kişinin yardımıyla tüm vücut doğurtulur...

Dünyanın her doğum hanesinde şu anda doktorlar ve ebeler doğum başındalar. Siz de henüz katılmadıysanız kısa bir süre içerisinde senaryoya başrol oyuncusu olarak katılacaksınız.

Bu haftanın sonunda bebeğinizin boyu yaklaşık 50 cm. ve ağırlığı 3350 (2770-3900) gram!
" Acaba Sırf Dünya İçin mi Yaratılmışsın ki Bütün Vaktini Ona Sarf Ediyorsun "


Çünkü inanç bir ufuktur
Başı dik olmayan göremez



Forumun olmazsa Olmazi, ''Bereketi'' ve Abisinin ' Cicek ' i
:cici:

uLaşıLmaz deiLimyakLaşmasıNı biL

'''' Yaban Gulu ''''

Kullanıcı avatarı
cicek
Rep Gücü
Rep Gücü
Mesajlar: 1123
Kayıt: 15 Eyl 2008, 19:06
Konum: ( N L )
İletişim:

Re: gebelik ve sorunları

Mesaj gönderen cicek » 19 Eyl 2008, 18:51

41. Hafta

42. haftadan itibaren gebelik miad geçmesi olarak adlandırılır.

Bu haftanın sonunda yani 42. haftaya girdiğinizde henüz doğum başlamamışsa doktorunuz doğumu gerçekleştirmek için size bazı önerilerde bulunacaktır.

Burada dikkat edilmesi gereken en önemli nokta, sizin son adet tarihinizin ilk gününü doğru olarak hatırlamanız ve bu son adet tarihinin gebeliğin ilk haftalarında yapılan bir ultrasonla teyit edilmiş olmasıdır.

Tıbbi inceleme ve önceki ultrason incelemelerinizin dikkatli bir şekilde gözden geçirilmesi sonrasında gebeliğin gerçekten 42. haftaya girdiği belirlendiğinde (bu haftanın bitiminde) doğum gerçekleştirilmelidir.
Normal doğuma engel teşkil edecek bir durum saptanmamışsa doğum eylemi suni sancıyla başlatılmaya çalışılır.


Normal doğuma engel teşkil edecek bir durum söz konusuysa doğum sezaryenle gerçekleştirilir.
" Acaba Sırf Dünya İçin mi Yaratılmışsın ki Bütün Vaktini Ona Sarf Ediyorsun "


Çünkü inanç bir ufuktur
Başı dik olmayan göremez



Forumun olmazsa Olmazi, ''Bereketi'' ve Abisinin ' Cicek ' i
:cici:

uLaşıLmaz deiLimyakLaşmasıNı biL

'''' Yaban Gulu ''''

Kullanıcı avatarı
cicek
Rep Gücü
Rep Gücü
Mesajlar: 1123
Kayıt: 15 Eyl 2008, 19:06
Konum: ( N L )
İletişim:

Re: gebelik ve sorunları

Mesaj gönderen cicek » 19 Eyl 2008, 18:51

SEZERYAN MI NORMAL DOĞUM MU ?

Artık günümüzde bu sorunun pek anlamı kalmamıştır.Çünkü tıp ilerledikçe doğum daha kolay ve ağrısız hale getirilmiştir.. Fakat iki doğum şekli arasında karar vermek durumunda iseniz her iki doğum şekli hakkında bilgi edinerek sağlıklı bir karar verebilirsiniz.Anne ve baba adaylarını 40 hafta boyunca en çok düşündüren konuların başında doğum şeklinin nasıl olacağı gelmektedir. Özellikle ilk gebelik tecrübesini yaşayan çiftler etrafında tecrübeli saydıkları kişiler tarafından yöneltilmekte ve çoğukez yanlış bilgilendirilmektedirler.Normal doğum ya da sezaryen; Her iki yöntemin de avantaj ve dezavantajları vardır.

Normal Doğum
Normal doğum milyonlarca yıldır bütün memeli varlıkların soylarını devam ettirmekte kullandıkları yöntemdir. En önemli avantajı normal ve fizyolojik olmasıdır.Doğum sonrası anne birkaç saat içinde normal aktivitesine dönebilmekte çok kısa sürede bebeğini emzirmeye başlayabilmektedir. Normal doğumu takiben gebelik öncesi yaşantısına hemen dönebilmekte ve hastanede kalış süresi son derece kısa olmaktadır. Bebek açısından ise avantajı doğum esnasında sıkışıp büzüşen bebeğin akciğerlerinin soluk alıp vermeye daha hazırlıklı olmasıdır. Ayrıca anne ve bebek arasında duygusal temas daha kısa sürede ve güçlü başlamaktadır.

Sezaryen
Sezaryen anne karın boşluğuna girilerek rahimin açılması ve bebeğin bu şekilde doğurtulmasıdır. Son yıllarda sezaryen doğumlarda çok büyük bir artış göze çarpmaktadır. Bu artışta en önemli faktör anne adaylarının normal doğumdan korkması ve kendilerinin sezaryen olmayı istemeleridir. Sezaryenin en önemli avantajı bebek açısından riskleri en aza indirmesidir. Sezaryen doğumda yukarıda normal doğumda bahsedilen risklerin hemen hemen hepsi bertaraf edilmektedir. Ancak sezaryen ile doğan bebeklerde doğum sonrası ilk birkaç günde solunum sıkıntısı gelişme olasılığı biraz daha fazladır. Buna karşılık sezaryen ile doğum anne açısından normal doğuma kıyasla daha problemlidir. Genel anestezi riski çok düşük de olsa bulunmaktadır. Bu risk epidural anestezi ile ortadan kaldırılabilir. Ameliyat sonrası hastanın kendine gelmesi ve bebeğini emzirmeye başlaması 2-3 saati almakta, annenin ağzıdan beslenmeye başlaması ise ortalama 8 saat sonra olmaktadır. Genelde ameliyat sonrası 2 ya da 3 gün hastanede yatması gereken annenin ameliyattan 8 saat sonra ayağa kalkıp dolaşmaya başlaması normal doğuma göre biraz daha problemli olmaktadır. Hastanın normal hayatına dönmesi genelde 4-5 gün kadar sürmektedir. Ameliyat sonrası ilk birkaç saat oldukça ağrılı geçmektedir. Ayrıca yine ameliyattan sonra kişinin en az 6 ay ağır işlerden kaçınması uygun olur. Uzun dönemde ise dikiş yerlerinde zaman zaman ağrılar olması ve karın içinde ameliyat bağlı yapışıklıklar sezaryenin diğer komplikasyonlarıdır.

Doğum sancılarının belirli bir amacı vardır.. Her sancı sizi bebeğinize biraz daha yaklaştırır. Doğum sırasında başvurulan ağrı giderme metodları hakkında biraz bilgi verelim.

AĞRI GİDERME METODLARI

EPİDURAL :Bu anestezi vücudun alt bölümlerine giden sinirleri geçici bir süre uyuşturur. Omurların arasından iğneyle verilir. Özellikle doğumdaki sırt ve bel ağrılarını gidermede yararlıdır. Ama her hastanede uygulanmaz. Normal şekilde etki ederse doğumda hiç ağrı duymazsınız. Doğumdan sonra bacaklarda uyuşma hissi duyarsınız. Bebeğe bir zararı yoktur.
GAZ VE HAVA :Oksijen ve azot oksit karışımıdır. Bu karışımı el maskesi ile solursunuz. Etkisi bir iki dakika içinde görüldüğünden sancıların geldiği zaman gazı solursunuz. Ancak ağrıyı kısmen giderdiği için bazen yeterli olmaz. Üstelik bulantı yapabilir. Bebeğe bir zararı yoktur.
TENS :Belinize küçük elektrik akımları ile vücudun doğal ağrı giderici sisteminin uyarılması ve böylece ağrıların azaltılması yöntemidir. Bu yöntem her hastanede kullanılmaz. Doğum çok ağrılı ise bu yöntem pek işe yaramaz.

DOĞUMDA UYGULANAN YÖNTEMLER
EPİZYOTEMİ :doğumda vajina çıkışına uygulanan bir kesik yırtık oluşmasını önler. Her hastanede ve her zaman uygulanmaz.Yırtıktan sakınmak için doğumda olabildiğince dik durmalı ve pelvis kaslarını nasıl gevşeteceğinizi iyi öğrenmelisiniz.Bu yöntem bebek prematüre ise , sıkıntıda ise , başı büyükse ve makat gelişi ise , ıkınmaları kontrol edemiyorsanız uygulanır.
YARDIMLA DOĞUM :Bebek bazen forseps ya da vakum gibi araçlar yardımıyla yaptırılır. Forseps rahim ağzının bütünüyle açıldığı bebeğin başının görüldüğü evrede uygulanır. Doğum süreci çok uzamışsa ve rahim ağzı tam açılmamışsa vakum kullanılır. Bebek yada siz sıkıntıda iseniz , bebek bir türlü çıkmıyorsa , ters ya da prematüre ise bu yöntemler kullanılır. Etkileri geçicidir.
YAPAY SANCI:oğumun bazı ilaçlar verilerek başlatılmasıdır. Doğum yavaş gittiğinde doğumu hızlandırmak için de ilaç kullanılabilir. Beklenen doğum tarihi geçmişse , sizi ve bebeği zora sokacak yüksek tansiyon gibi bir sorun varsa uygulanır.
Şunuda unutmayalımki ameliyatın gerçekleşeceği yer , ortam ve doktora göre doğum yöntemleri, uygulanacak işlemler farklı olabilir.Her hastanenin işleyiş tarzı farklıdır.
" Acaba Sırf Dünya İçin mi Yaratılmışsın ki Bütün Vaktini Ona Sarf Ediyorsun "


Çünkü inanç bir ufuktur
Başı dik olmayan göremez



Forumun olmazsa Olmazi, ''Bereketi'' ve Abisinin ' Cicek ' i
:cici:

uLaşıLmaz deiLimyakLaşmasıNı biL

'''' Yaban Gulu ''''

Kullanıcı avatarı
cicek
Rep Gücü
Rep Gücü
Mesajlar: 1123
Kayıt: 15 Eyl 2008, 19:06
Konum: ( N L )
İletişim:

Re: gebelik ve sorunları

Mesaj gönderen cicek » 19 Eyl 2008, 18:52

KAN UYUŞMAZLIĞI

Kan uyuşmazlığı adından da anlaşılacağı üzere anne ve babanın kan grupları arasında uygunsuzluk olmasıdır. İnsan kan grupları A, B, AB, ve O olarak 4 türdür. Bunun yanı sıra D faktörü adı verilen Rh faktörü de pozitif ya da negatif olabilir. Anne karnındaki bebeğin uyuşmazlıktan etkilenebilmesi için bebeğin kan grubu ile anneninkinin uyumsuz olması, bebeğin kanının anne kanı ile temas etmesi, ve annenin bağışıklık sisteminin bu duruma cevap olarak antikor üretmesi gerekir. En sık rastlanılan uygunsuzluk Rh uygunsuzluğudur. Bu durumda baba Rh(+) iken anne Rh(-)dir. Eğer bebek de Rh (+) olursa bebeğin kanındaki bu Rh faktörü anne kanına geçer ve annenin bağışıklık sitemi Rh faktörünü ortadan kaldırmak için antikor adı verilen maddeler üretir. Bu nedenle ilk bebek durumdan etkilenmez. Rh uygunsuzluğundan sadece Baba pozitif anne negatif iken söz edilebilir. Baba negatif anne pozitif ise uyuşmazlık önemli değildir.

Etki Mekanizması
Rh uygunsuzluğu varlığında (anne (-) baba (+)) eğer bebek de pozitif ise doğum esnasında anne kanı ile bebeğin kanı temas eder ve anne kanına Rh faktörü geçer. Anne buna anti Rh üreterek cevap verir. Bir sonraki bebek eğer Rh (+) olur ise anne kanındaki bu anti Rh lar bebeğe geçer ve bebeğin kanında çökelmelere neden olur. Bazı durumlarda anne ve bebek kanı doğumdan önce de temas edebilir. Bu durumlar

Amniyosentez
Düşük
Gebelik sırasında fazla miktarda kanamalardır
Bazen Rh(-) bir kadına hata ile Rh(+) kan verilebilir. Bu durumda ortada gebelik yokken bile kadının kanında anti-Rh antikorlar bulunabilir ve ilk bebek uygunsuzluktan etkilenebilir.

Belirtiler
Kan uyuşmazığında eğer bebek etkilenmiş işe anneden geçen anti-Rh lar bebeğin kan hücrelerinin parçalanmasına ve çökelmesine neden olur. Bu durumda bebekte kansızlık yani anemi görülür. Buna bağlı olarak ultrasonda bebekte hidrops adı verilen durum tespit edilir. Bebekteki anemi sonucu kalp yetmezliği ve vücut boşluklarında biriken sıvı hidrops tablosunun nedenidir. Hastalığın şiddetine ve yok edilen kan hücrelerinin miktarına bağlı olarak bebekte anne karnında ölüm de dahil olmak üzere her türlü distres belirtisi görülür.

Teşhis
Kan uyuşmazlığının teşhisi için hem anne hem de baba adayının kan grubunun bilinmesi önemlidir. Eğer anne Rh (+) ise babanın kan grubu önemini yitirir. Gebelik takibi esnasında annenin kanında normalde olmaması gereken anti-Rh aranır. Bu teste indirek coombs adı verilir. Doğum sonrası bebekte anneden geçen antikorların aranmasına ise direk coombs testi adı verilir. Bebeğin kan uyuşmazlığından etkilenip etkilenmediğini anlamak için ayrıca kordosentez de yapılabilir.

Tedavi
Kan uyuşmazlığında amaç annenin Rh pozitiflere karşı antikor oluşturmasını engellemektir. Bu nedenle kan grubu Rh(-) eşi Rh (+) olan gebelere 28. haftada anti-D iğnesi yapılmalıdır. Bu ilaçlara halk arasında uyuşmazlık iğnesi adı verilir. Doğumdan sonra bebeğin kan grubu pozitif ise ilk 72 saat içinde yeniden anti-D yapılmalıdır.

Benzer şekilde düşük, dış gebelik, kürtaj gibi durumlarda da müdahaleden hemen sonra anti-D yapılmalıdır. Tanısal amaçlı girişimler olan amniyosentez, kordosentez, CVS gibi işlemleri takiben anti-D yapılması gebeliğin sağlıklı devamı açısından son derece önemlidir
" Acaba Sırf Dünya İçin mi Yaratılmışsın ki Bütün Vaktini Ona Sarf Ediyorsun "


Çünkü inanç bir ufuktur
Başı dik olmayan göremez



Forumun olmazsa Olmazi, ''Bereketi'' ve Abisinin ' Cicek ' i
:cici:

uLaşıLmaz deiLimyakLaşmasıNı biL

'''' Yaban Gulu ''''

Cevapla

“Gebelik ve Annelik” sayfasına dön

Kimler çevrimiçi

Bu forumu görüntüleyen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 37 misafir