Yeni sezona ‘şampiyonluk’ parolasıyla hazırlanan Aroma Bayanlar Voleybol 1. Ligi’nin iddialı takımlarından Beşiktaş’ın başarılı ismi Natalia Hanikoğlu röportajı sizlerle.. 06.10.2008

Türk voleybolunun gelmiş geçmiş en iyi isimlerinden birisi Natalia Hanikoğlu... 1975 yılında Rusya’nın Moskova kentinde doğan Hanikoğlu’nun ilk profesyonel takımı CSKA Moskova oldu. Kendi ülkesinde ve İtalya’da uzun süre forma giydikten sonra 1997 yılında Kocaelispor’a transfer olarak Türkiye’ye geldi. Daha sonra Türk voleybolunun köklü kulüplerinden Eczacıbaşı’yla başarıdan başarıya koşan voleybolcu, Rus Milli Takımı’nın ardından, Türk Milli Takımı’nın da formasını giydi ve ülkemizin en sevilen sporcularından birisi oldu. 2004-2005 sezonunda tekrar Rusya takımlarından Dinamo Moskova’da forma giyen Hanikoğlu, bu sezon Beşiktaş için mücadele edecek.
Voleybola adımını nasıl attın?
Açıkçası tesadüf oldu. 8 yaşındaydım ve okula yeni başlamıştım. Bir antrenör sınıfa geldi ve hepimizi ayağa kaldırdı. İçimizden en uzun olanlarımızı seçti ve anne-babamızın da uzun olup olmadığını, voleybol oynamak isteyip istemediğimizi sordu. Ben de çok istedim ve o akşam antrenmana çağırdılar.
Türkiye’ye geliş hikayen nasıl gelişti?
O zamanlar Rus Milli Takımı ile kamptaydım. Şu anda Beşiktaş’ta menajerliğimizi yapan Zafer Atay kampa geldi ve beni beğendi. Aslında Türkiye’ye gelmeyi pek istemiyordum ama takımım gönderince gelmek zorunda kaldım ve Kocaelispor’la anlaştım. Ancak alışmam çok kolay oldu. Zaten çabuk ısınan bir karaktere sahibim. Hemen arkadaş edindim, yemekleri çok sevdim ve yavaş yavaş Türkçe öğrenmeye başladım.
Sanırım bu kararın kaderini belirlediğini de söyleyebiliriz çünkü eski voleybolcu Hakan Hanikoğlu’yla bir evlilik yaptın...
Evet, tanıştığımız zaman Hakan Halkbankası’nda oynuyordu. Kocaelispor’dan arkadaşım Zehra Yaman ortak arkadaşımızdı. O’nun eşiyle hakan yakındılar. Bir gün Ankara’ya maç yapmaya gittimizde bizi tanıştırdılar. Birbirimizi gördüğümüz anda aşık olduk. Evlenmeyi hep istiyorduk. O sırada Türk Milli Takımı’ndan da teklif gelince evlenmeye karar verdik.
Kendi ülkenden sonra Türk Milli Takımı’nda oynamaya karar vermek zor olmadı mı?
Hayır, çünkü Rus Milli Takımı’nda oynamam için Rusya’ya dönmem gerekiyordu. Bunu istemediğim için beni kadroya almadılar. Türk Milli Takımı’ndan teklif gelince hemen kabul ettim.

Daha sonra tekrar Rusya takımlarından Dinamo Moskova’da forma giydin. Türkiye dönüşün ve Beşiktaş’la anlaşma nedenin neydi?
3 sene Rusya’da oynadıktan sonra hamile kaldım ve geçen sene bu nedenle voleybola ara verdim. Çok uzun zaman geçmişti ve tekrar Türkiye’de oynamak istedim. Başka takımlardan da teklif vardı ama en cazibini Beşiktaş yaptı. Geldiğim için çok mutluyum.
Doğumdan sonra spor hayatına dönmek senin için zor oldu mu?
Aslında ben daha zor olacağını düşünüyordum ama şu anda çok iyi durumdayım. Umuyorum ki sezon boyunca daha da iyi olacağım.
Takımımız’ın sezon hazırlıkları ne durumda?
Çalışmalarımız süper gidiyor. Çok sıkı çalışıyoruz. İlk haftadan itibaren günde çift idman yapıyoruz. Ben sezon sonunda şampiyon olacağımıza inanıyorum.
Antrenörünüz Bülent Karslıoğlu genç ve hırslı bir çalıştırıcı. Kısa zamanda O’nunla ilgili nasıl izlenimler edindin?
Daha önceden kendisini tanımıyordum. Açıkçası gelmeden önce de biraz korkuyordum. Buradaki arkadaşlık, antrenörümüzle ilişkilerimiz nasıl olacak diye merak ediyordum. Ancak geldiğim ilk günden bütün tedirginliğim yok oldu. Bu sezonun bizim için bu anlamda çok kolay geçeceğini düşünüyorum.
Tekrar Milli Takım’da oynamak ister misin?
Açıkçası bu çok zor. Çünkü Milli Takım’da revizyona geçildi ekibi gençleştirdiler. Ama bir gün tekrar böyle bir fırsat yakalarsam mutlaka oynamak isterim.
Ödüllerle ve kupalarla dolu çok başarılı bir kariyerin var. Bunların içinde seni en çok hangisi heyecanlandırıyor?
Hepsi benim için çok güzel anılardı. Biririnden ayırmam çok zor. Ancak 2003’te yapılan ve ikinci olduğumuz Avrupa Şampiyonası’nın yeri bende apayrı. O dönemde insanların sevgisinden dışarı çıkamıyordum. Örneğin Rus Milli Takımı’nda da oynadım hatta şampiyonluk bile yaşadık ama böylesine bir ilgi ve destek görmemiştik. Bunu gerçekten yaşamak lazım, anlatmak çok zor.
Seni voleybola bu kadar bağlayan ve başarılı olmanı sağlayan faktör ne?
Voleybolu ilk başladığım gün, daha 8 yaşındayken çok sevdim. Yıllar içinde başka sporlar yapmamı isteyenler de oldu ama hiç vazgeçmedim. Eğer bir daha dünyaya gelme şansım olsa yeniden voleybolcu olurdum.
Faal voleybolculuk yaşamını sonlandırmakla ilgili planların var mı?
Kısa süre içinde bırakmayı düşünmüyorum. En az 5-6 sene daha oynamak istiyorum. Tabii ki sağlığım da bunda önemli bir etken. Örneğin omzumda biraz problem vardı ama doğumdan sonra geçti. Tekrar etmemesini umuyorum. Zaten bırakınca yine antrenör olarak voleybolun içinde olacağım. Küçüklügümden beri çocuklarla çalışmayı çok istiyorum. Umarım bu hayalimi iyi bir kulüpte gerçekleştirebilirim. Belki de “Natalia Hanikoğlu Voleybol Okulu” bile açabilirim (gülüyor).
Tecrübeli bir voleybolcu olarak genç oyunculara tavsiyelerin neler?
Öncelikle içlerinde istek olmalı. Örneğin ben voleybola ilk başladığımda boyum kısaydı ve antrenörüm benimle pek ilgilenmezdi. Ama ben başka oyunculara bakıp kendi kendime çalışıyordum ve bugünlere kadar geldim. Bunedenle çok istemek ve gayret etmek lazım.
Türkiye Aroma Bayanlar Voleybol Ligi’ni nasıl değerlendiriyorsun?
Bu sene süper ve çekişmeli bir lig olacak. Zaten Türkiye’de voleybol her sene daha da iyiye gidiyor. Biz şampiyon olmak istiyoruz ama öncelikli hedefimiz ilk üçe girip madalya kazanabilmek.
Küçük kızın Ela henüz 9 aylık ama O’nu da voleybola yönlendirmeyi düşünüyor musun?
Tabii ki yönlendireceğim ama bu biraz da O’nun isteğine bağlı. Eğer istemezse yapacak bir şey yok (gülüyor).
Eklemek istediğin bir şey var mı?
Aileler mutlaka çocuklarının herhangi bir sporla uğraşmasını sağlasınlar. Sporla beraber dostluk, arkadaşlık gibi çok güzel şeyler öğreniliyor. Ayrıca böylece birçok yer gezme ve görme imkanı bulabilirler. Diğer insanlar hayatları boyunca hep aynı yerde yaşıyorlar. Örneğin ben hayatımda birçok deneyim yaşadım ve bundan dolayı çok mutluyum. Bütün çocukların böyle bir eğitim alması gerektiğini düşünüyorum.
Teşekkür eder, başarılar dilerim...