Bayanlara papuç
Gönderilme zamanı: 07 Oca 2009, 00:56
BAYANLARA PAPUÇ...
Bu dünyada terk edilme kabusunu yaşamamış kadın var mıdır?
Hepimiz o
berbat ana az çok aşinayız. Yerinden çıkacakmış gibi atan bir
kalp,
uğuldayan kulaklar, titreyen eller ve çakmak çakmak gözlerle az
veda
konuşması dinlemedik. Sevgilimizin tek bir cümleyle eski
sevgilimiz
haline gelişine, en mahrem anları paylaştığımız insanla aramızda
bir
anda aşılmaz bir duvarın yükselişine, bizi kırmamaya çalışarak
söylediği nazik ve sinir bozucu teselli sözlerine eşlik eden
merhametli bakışlarına az şahit olmadık. Üstelik çekip
gittiğinde,
işin içinde hemen başka bir kadının parmağını aradık. Oysa
erkekleri, sevgililerini terk etme noktasına sürükleyen o kadar
çok
sebep var ki... Eğer siz de terk edilişlerinizin sırrını
çözemiyorsanız, şapkanızı önünüze koymanızın vakti geldi
demektir.
Fazla alaycı olduğunuz için: Alaycılığın bir ayrılma sebebi
haline
gelebileceği bugüne kadar aklınızdan bile geçmemiş olabilir.
Fakat
emin olun ki cesur ve zekice espriler yapma çabasında olan ve
ölçüyü
kaçıran pek çok kadın, erkek arkadaşının gözünde itici bir insan
haline gelebiliyor. Oysa erkekler özellikle topluluk içinde
birlikte
oldukları kadın tarafından pohpohlanmak isterler, dalga geçilmek
değil. Dolayısıyla bir masada milleti kahkahadan kırıp geçirmek
yerine sevgilinizin şahsına yönelik masum alaylarınızın onu
nasıl
etkilediğini yüz ifadesinden anlamaya bakın. Eğer rahatsız
olduğunu
hissederseniz, bir daha kesinlikle onun zevkleri, beğenileri ya
da
dış görünüşüyle ilgili espri yapmayın.
Ona güvenmediğiniz için: Sizi
aldatmıyor ama siz sürekli aldattığından şüpheleniyorsunuz. Daha
doğrusu aldatmasına engel olmak için özel hayatını kontrol
etmeye
çalışıyor, onu sorguya çekiyor, kısıtlamalar ve yasaklarla
bunaltıyor hatta ona güvenmediğinizi zaman zaman açıkça
söylüyorsunuz. Size hiç yalan söylemediği halde açığını
yakalamak
için fırsat kolluyor, onu sıkıştırıp duruyorsunuz. Sevgilinizi
kaybetmek için elinizden geleni yaptığınızın farkında mısınız?
Erkekler karşılarındaki kadının güvensizliğini hak etmediklerini
düşündüklerinde bu güvensizlik onları derinden yaralar.
Kendilerini
hem aslında masum olan ama masumiyetini kamtlayamayan bir sanık,
hem
de zincire vurulmuş bir esir gibi hissederler. Bu bunalımı
yaşayan
bir erkek, birlikte olduğu kadını ne kadar seviyor olursa olsun
bir
noktadan sonra çıkmaza girer ve çözümü ayrılıkta bulur.
Kaprisli olduğunuz için: Sizi mutlu etmek için elinden geleni
yapıyor, bir
dediğinizi iki etmiyor ama siz bir türlü yetinmek bilmiyorsunuz.
Belki de kaprislerinizi küçük şımarıklıklar olarak görüyorsunuz,
ama
olmadık istekleriniz, huysuzluklarınız, memnuniyetsizlikleriniz
ve
en önemlisi de ondan her an aynı ilgiyi beklemeniz bir süre
sonra
sevgilinizin sizden usanmasına ve artık bu kadar "zor" bir
kadınla
birlikte olmak istemediğine karar vermesine neden olabilir.
Erkekler
için hayat çok basittir ve önemli olan o hayatı keyif alarak,
tadını
çıkararak, sorunları en kolay yoldan çözüp saf dışı bırakarak
yaşamaktır. Kadınların büyük bir kısmı ise aksine yaşamı
kendileri
ve sevgilileri için mümkün olduğunca zor ve karmaşık hale
getirmekten adeta zevk alırlar. Bu da iki cins arasında çatışma
çıkmasına neden olur. Çok mükemmeliyetçi bir insan olabilir,
kendinizi her şeyin en iyisine layık görebilirsiniz, bu sizin en
doğal hakkınız. Fakat bazı durumlarda koşulları ve karşı tarafın
isteklerinide göz önünde bulundurmak zorundasınız. Mazoşist
değilse
hiçbir erkek iyi niyetinin kadınca kaprislerle suistimal
edilmesinden hoşlanmaz ve ne yaparsa yapsın sevgilisini mutlu
edemeyeceğini anladığında aynı çabayı, o çabayı takdir edecek
bir
kadın için göstermeye karar verir.
Maddi kaynaklarını tükettiğiniz için: Lüks restoranlarda akşam
yemekleri, her hafta sonu gece
kulübü, pahalı hediyeler, keyfiniz yerinde... Fakat "Sevgilim,
bu
değirmenin suyu nereden geliyor?" diye sormak bir gün olsun
aklınıza
gelmiyor. Çünkü erkek arkadaşınızın sizin için sınırsız harcama
yapmasını onun doğal sorumluluğu olarak görüyorsunuz. Oysa artık
çoğu kadın erkek ilişkisi erkeğin maddi sponsorluğunda
yürümüyor.
Hele çalışan bir kadınsanız ve yine de kafanızdaki örümcek
bağlamış
düşünce kalıpları nedeniyle sevgilinizin maddi kaynaklarını
acımasızca tüketiyorsanız, bu davranış şekliniz bir süre sonra
onun
gözüne batabilir ve iflasa sürüklenmemek için sizi bırakmaya
karar
verebilir. Sürekli işten bahsettiğiniz için: Kariyer yapmak için
gecesini gündüzüne katan, hırslı ve en önemlisi mesleğine aşık
bir
kadın olabilirsiniz, ama sevgiliniz sizin bu meslek aşkınızı
paylaşmak ve her bir araya gelişinizde projelerinizi,
sunumlarınızı,
toplantılarınızı, ofisteki maceralarınızı ya da patronla ilgili
sorunlarınızı dinlemek zorunda değil. Aslını isterseniz sizinle
aynı
meslekten değilse bunlar onu hiç mi hiç ilgilendirmiyor. Aksine
erkekler iş hayatında yeterince yoruldukları ve bunaldıkları
için
mesai bittikten sonra kesinlikle işten konuşmak istemezler.
Kafalarını rahatlatacak, onları eğlendirecek, hafif konuları
tercih
ederler. Tabii ki ara sıra işinizden de söz edebilir, hatta ona
akıl
danışabilirsiniz, fakat bunu bir alışkanlık haline getirip
sevdiğiniz erkekle başka hiçbir şey paylaşamaz hale gelirseniz,
bir
süre sonra sizden sıkılacak ve bu "mesleğiyle evli" kadınla
ilişkisini bitirmek isteyecektir. Bunun yanı sıra kendinizi
fazla
mesailere kaptırıp ona yeterince vakit ayırmamanızın da aynı
sonucu
doğuracağını unutmayın. Bir erkek, ilişkisi olduğu halde kendini
yalnız hissetmeye ve bu yalnızlığın kaynağını aramaya başlarsa,
sorunun temelınde sizi bulması pek uzun sürmeyecektir.
Bu dünyada terk edilme kabusunu yaşamamış kadın var mıdır?
Hepimiz o
berbat ana az çok aşinayız. Yerinden çıkacakmış gibi atan bir
kalp,
uğuldayan kulaklar, titreyen eller ve çakmak çakmak gözlerle az
veda
konuşması dinlemedik. Sevgilimizin tek bir cümleyle eski
sevgilimiz
haline gelişine, en mahrem anları paylaştığımız insanla aramızda
bir
anda aşılmaz bir duvarın yükselişine, bizi kırmamaya çalışarak
söylediği nazik ve sinir bozucu teselli sözlerine eşlik eden
merhametli bakışlarına az şahit olmadık. Üstelik çekip
gittiğinde,
işin içinde hemen başka bir kadının parmağını aradık. Oysa
erkekleri, sevgililerini terk etme noktasına sürükleyen o kadar
çok
sebep var ki... Eğer siz de terk edilişlerinizin sırrını
çözemiyorsanız, şapkanızı önünüze koymanızın vakti geldi
demektir.
Fazla alaycı olduğunuz için: Alaycılığın bir ayrılma sebebi
haline
gelebileceği bugüne kadar aklınızdan bile geçmemiş olabilir.
Fakat
emin olun ki cesur ve zekice espriler yapma çabasında olan ve
ölçüyü
kaçıran pek çok kadın, erkek arkadaşının gözünde itici bir insan
haline gelebiliyor. Oysa erkekler özellikle topluluk içinde
birlikte
oldukları kadın tarafından pohpohlanmak isterler, dalga geçilmek
değil. Dolayısıyla bir masada milleti kahkahadan kırıp geçirmek
yerine sevgilinizin şahsına yönelik masum alaylarınızın onu
nasıl
etkilediğini yüz ifadesinden anlamaya bakın. Eğer rahatsız
olduğunu
hissederseniz, bir daha kesinlikle onun zevkleri, beğenileri ya
da
dış görünüşüyle ilgili espri yapmayın.
Ona güvenmediğiniz için: Sizi
aldatmıyor ama siz sürekli aldattığından şüpheleniyorsunuz. Daha
doğrusu aldatmasına engel olmak için özel hayatını kontrol
etmeye
çalışıyor, onu sorguya çekiyor, kısıtlamalar ve yasaklarla
bunaltıyor hatta ona güvenmediğinizi zaman zaman açıkça
söylüyorsunuz. Size hiç yalan söylemediği halde açığını
yakalamak
için fırsat kolluyor, onu sıkıştırıp duruyorsunuz. Sevgilinizi
kaybetmek için elinizden geleni yaptığınızın farkında mısınız?
Erkekler karşılarındaki kadının güvensizliğini hak etmediklerini
düşündüklerinde bu güvensizlik onları derinden yaralar.
Kendilerini
hem aslında masum olan ama masumiyetini kamtlayamayan bir sanık,
hem
de zincire vurulmuş bir esir gibi hissederler. Bu bunalımı
yaşayan
bir erkek, birlikte olduğu kadını ne kadar seviyor olursa olsun
bir
noktadan sonra çıkmaza girer ve çözümü ayrılıkta bulur.
Kaprisli olduğunuz için: Sizi mutlu etmek için elinden geleni
yapıyor, bir
dediğinizi iki etmiyor ama siz bir türlü yetinmek bilmiyorsunuz.
Belki de kaprislerinizi küçük şımarıklıklar olarak görüyorsunuz,
ama
olmadık istekleriniz, huysuzluklarınız, memnuniyetsizlikleriniz
ve
en önemlisi de ondan her an aynı ilgiyi beklemeniz bir süre
sonra
sevgilinizin sizden usanmasına ve artık bu kadar "zor" bir
kadınla
birlikte olmak istemediğine karar vermesine neden olabilir.
Erkekler
için hayat çok basittir ve önemli olan o hayatı keyif alarak,
tadını
çıkararak, sorunları en kolay yoldan çözüp saf dışı bırakarak
yaşamaktır. Kadınların büyük bir kısmı ise aksine yaşamı
kendileri
ve sevgilileri için mümkün olduğunca zor ve karmaşık hale
getirmekten adeta zevk alırlar. Bu da iki cins arasında çatışma
çıkmasına neden olur. Çok mükemmeliyetçi bir insan olabilir,
kendinizi her şeyin en iyisine layık görebilirsiniz, bu sizin en
doğal hakkınız. Fakat bazı durumlarda koşulları ve karşı tarafın
isteklerinide göz önünde bulundurmak zorundasınız. Mazoşist
değilse
hiçbir erkek iyi niyetinin kadınca kaprislerle suistimal
edilmesinden hoşlanmaz ve ne yaparsa yapsın sevgilisini mutlu
edemeyeceğini anladığında aynı çabayı, o çabayı takdir edecek
bir
kadın için göstermeye karar verir.
Maddi kaynaklarını tükettiğiniz için: Lüks restoranlarda akşam
yemekleri, her hafta sonu gece
kulübü, pahalı hediyeler, keyfiniz yerinde... Fakat "Sevgilim,
bu
değirmenin suyu nereden geliyor?" diye sormak bir gün olsun
aklınıza
gelmiyor. Çünkü erkek arkadaşınızın sizin için sınırsız harcama
yapmasını onun doğal sorumluluğu olarak görüyorsunuz. Oysa artık
çoğu kadın erkek ilişkisi erkeğin maddi sponsorluğunda
yürümüyor.
Hele çalışan bir kadınsanız ve yine de kafanızdaki örümcek
bağlamış
düşünce kalıpları nedeniyle sevgilinizin maddi kaynaklarını
acımasızca tüketiyorsanız, bu davranış şekliniz bir süre sonra
onun
gözüne batabilir ve iflasa sürüklenmemek için sizi bırakmaya
karar
verebilir. Sürekli işten bahsettiğiniz için: Kariyer yapmak için
gecesini gündüzüne katan, hırslı ve en önemlisi mesleğine aşık
bir
kadın olabilirsiniz, ama sevgiliniz sizin bu meslek aşkınızı
paylaşmak ve her bir araya gelişinizde projelerinizi,
sunumlarınızı,
toplantılarınızı, ofisteki maceralarınızı ya da patronla ilgili
sorunlarınızı dinlemek zorunda değil. Aslını isterseniz sizinle
aynı
meslekten değilse bunlar onu hiç mi hiç ilgilendirmiyor. Aksine
erkekler iş hayatında yeterince yoruldukları ve bunaldıkları
için
mesai bittikten sonra kesinlikle işten konuşmak istemezler.
Kafalarını rahatlatacak, onları eğlendirecek, hafif konuları
tercih
ederler. Tabii ki ara sıra işinizden de söz edebilir, hatta ona
akıl
danışabilirsiniz, fakat bunu bir alışkanlık haline getirip
sevdiğiniz erkekle başka hiçbir şey paylaşamaz hale gelirseniz,
bir
süre sonra sizden sıkılacak ve bu "mesleğiyle evli" kadınla
ilişkisini bitirmek isteyecektir. Bunun yanı sıra kendinizi
fazla
mesailere kaptırıp ona yeterince vakit ayırmamanızın da aynı
sonucu
doğuracağını unutmayın. Bir erkek, ilişkisi olduğu halde kendini
yalnız hissetmeye ve bu yalnızlığın kaynağını aramaya başlarsa,
sorunun temelınde sizi bulması pek uzun sürmeyecektir.