Hiç Birşey Göründüğü Gibi Değil
Hiç Birşey Göründüğü Gibi Değil
Hepimiz hayatımızın bir anlamı olmasını isteriz. İsteriz ki bizi tatmin ve mutlu eden ne ise ona ulaşalım.
O an için ulaşmak istediğimiz şey ne ise hayatımızın gerçeğini ona göre oluştururuz.
Temelde ulaşmak istediklerimiz iki boyutta ele alınabilir. Somut / Soyut boyut
...
Bu iki boyut birbirine zıttır ve birbirini var eder.
Somut boyutu algılamak kolaydır,
Sağlıklı bir insan beş duyu organıyla bunları çok rahat fark edebilir,
Günümüz insanının en çok ulaşmak istedikleri bunlardır.
Bunlar elde edilebilecek somut her şeyi içerir.
Ekonomik güçler insanların bu tip isteklere sahip olması için çalışırlar,
Çünkü bunlardan elde edilecek olan rant iştah kabartacak cinstendir,
İnsanları hipnotize eden, çok çekici unsurları olan bir boyuttur.
Daha fazla maddi imkan ve güç sağlar,
Ev, araba, yat, kat gibi
İlk bakıldığında her insanın ulaşmayı arzulayacağı şeylerdir.
Ama bunlara ulaşmak istedikçe hayatlar somutlaşır.
Şekiller dünyasının esareti başlar,
İnsanlar bir anda mutlu olurken, sonra aniden mutsuz olabilirler
Çünkü bu boyutta her şey sahte ve yapaydır,
Ve tüm materyaller egoya yöneliktir,
İnsanlar zihin haritalarından dünyaya bakarlar,
Ve gördükleri her şeyi gerçek zannederler.
Zanlarına göre hareket ettikçe yanılırlar,
Yanıldıkça daha fazla zan üretmeye başlarlar.
Ama yanıldıklarını bir türlü fark edemezler.
Soyut boyut ise perdenin görünmeyen yüzüdür.
Bilinç yoluyla bu boyuta ulaşılır,
Mistik ve derindir,
Bu yüzden dikkat çekici ve albenili değildir,
Bu boyutu algılıyor olmak için arıyor olmak gerekir,
Çoğu zaman insanların bilinçsizce arıyor oldukları şeydir,
Bu insanlar hayatlarındaki somutluklara bakarlar ve
“hayatın anlamı bu olamaz” derler.
Derinden zihni kemiren bu düşünce soyut boyuta ulaştıran bir yol olur,
Dış dünyayı bırakıp içlerine baktıklarında ise soyutlaşmaya başlarlar,
Orada derin ve sessiz bir huzur vardır,
Mutlu olmak için hiçbir materyale gerek yoktur,
Bu insanlar da zihin haritalarından dünyaya bakarlar,
ama gördüklerinin bir illüzyon olduğunu bilirler,
Somut olan her şeyin görünmeyen yüzünü merak eder, araştırırlar,
Bu da onları gerçeğe bir adım daha yaklaştırır,
Her insanın hayatında bu iki boyuttan istekler vardır,
Çoğu zaman da bu iki boyut arasında gider gelirler,
Ancak şekiller dünyasının esaretinden gerçeği merak edenler kurtulur,
Özgür bir yaşam insanın kendi içine yaptığı yolculukla elde edilir,
Bu yolculuğu ise gerçeği arayanlar hak eder.
Necla Kadıyoran
" düş uçacak bahara doğru "
Kimler çevrimiçi
Bu forumu görüntüleyen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 1 misafir